-->

29 Kasım 2012 Perşembe

11. HAFTA

Dersimiz matematik , konumuz geometri.

 
Ve ilk  sınav tecrübemizi yaşadık.
 
İİİİİ iiiii....
 
 
      24  Kasım Öğretmenler Gününü
geçen hafta kutladık ama  ben ancak yazma fırsatı bulabildim.
Mısra öğretmeni için özel bir hediye yapmak istedi .  Önce resim yapmayı düşündü .Aldı boyalarını önüne başladı birşeyler çizmeye. Ama tam o sırada bir ilham perisi değneğini değdirdi kızıma!
_ Ben  mektup yazmak istiyorum anne, öğretmenime .Dedi ve  demesi  ile ağzından çıkmaya başladı sözcükler. Ben ;
_ Dur, not alayım, bekle. Dememe kalmadan , döktürmeye başladı bizim ki :)
İşte Mısra' nın, öğretmeni için  duygu ve düşünceleri :
 
Kemal Öğretmenim,
Biz ilkokula başladığımızdan beri siz  bizim  için en güzel şeyleri yapmak istiyorsunuz.
Biz de sevgimizle size yardım etmeye çalışıyoruz. Yaramlık yapanlar olursa da ben uslu olucam.
Siz yine de hasta ve birşey olursanız ,yine de ben iyilikten size bakarım.
Ve bu yaptıklarınızdan çok teşekkür ederim.

Öğretmen Dediğin Böyle Olur!
                                            MISRA

 Haykırarak söylediği son vurguya bayıldım :))

Sonra bu yazıyı süsledik , püsledik ve bu hale getirdik.



Mısra hediyesini süslerken, ben de  yarın öğretmenlerimize ikram edeceğimiz kurabiyeleri( 7 tepsi ) yapmaya başladım .
Okul Aile Birliği Üyeleri olarak yarın öğretmenlerimize;  ikramlar hazırlayıp, hoş sohbetler etmekti  amacımız .  Ama ben ikramlarla yetinmeyip, biraz da hoşluk olsun diye  süsleme yapmak istedim. Kurabiyelerim bitince de süsleri yapmaya başladım. Başladım başlamasına da , pişman olmadım desem yalan olur! Çok vaktimi aldı, çok yoruldum; ama sonuç çok güzel oldu. En önemlisi  öğretmenlerlerimizin şaşkın bakışları , memnuniyetleri, defalarca teşekkür etmeleri bütün yorgunluğumu da aldı.


 

28 Kasım 2012 Çarşamba

27 Kasım 2012 Salı

OKULLARDA SERBEST KIYAFET YASASI

Bugün gündeme  bomba gibi bir haber düştü. Yeni yönetmeliğe göre öğrenciler okulda tek tip kıyafet giymeye zorlanmayacak. Yani  formalar kalkacak, serbest kıyafet giyile bilinecek.
Ben bu konuya hiç te sıcak bakmıyorum. Neden mi ? Sebep çok bence.
1. Düzen her zaman iyidir.
2. Gelir düzeyi farklı olan aileler için ciddi sıkıntı yaratacak.
3. Çocuklar ''hergün ne giysem'' kaygısı yaşayacak.
4. Çocuklar arasında bir yarış ve beğenilme  arzusu oluşacak.
5.Öğrenci ve İdari kadro arasında sorun yaşanacak. Okul kapısında her gün görevli öğretmen kılık kıyafet kontrolü yapacak herhalde :) Kıyafet yönetmeliğine uyulmuş mu diye.
Bu maddeler böyle uzar da uzar.
Bütün gün bu konuya kafayı takmışken , dedim ki kızlar okuldan gelsin de , onlara da bu haberi vereyim . Bakalım onların tepkisi ne olacak?
İlk önce Buse'ye söyledim ( Mısra yanımızda değildi).Tepkisi beni şaşırttı. Çünkü hiç te memnun kalamadı  bu durumdan. Neden sevinmedin mi diye sorduğum da;
_ Anne , ne yani şimdi her gün ne giyeceğimizi mi düşüneceğiz.  Hem okula mı , gezmeye mi gidiyoruz? (anlaşılan  okulun belli bir disiplin ve kurallar çerçevesinde olmasından yana)
Bir de öğretmenler onu giyme, bunu giyme diye karışırlar. Demez mi?
11 yaşında çocuk bile bunları düşünüyor. Anlaşılan bu durum ona külfet geldi.
Sonra Mısra'ya sordum. Onun da tepkisi aynı oldu.
_ Şaka mı yapıyorsun anne, gerçek değil, di mi? _Neden kızım , sevinmedin mi? Her gün istediğini giyebileceksin.
_Hayır anne ! Hem çok karışık olur, hiç güzel olmaz.
Tabi çocuk büyük bir hevesle bekliyordu ablası gibi forma giyip, ilkokula  gitmeyi. Tam istediği oldu , ilkokula başladı, formasını giyip ablasıyla okula gitmeye başladı; ama  yeni yönetmelik onun bu hevesini kursağında bıraktı.
Üzülme kızım seneye olacak , şimdilik giyeceksin formanı diyerek bir de teselli ettim.
Çocukları da kendime benzetmişim yani :))
7 ve 11 yaşlarında ki kızlarım da benimle aynı fikirde. Sevinsem mi , üzülsem mi bilemedim doğrusu ? Oysa ben öğrenciyken böyle bir yasa çıksaydı sevinçten havalara uçardım herhalde. Çünkü en büyük hayalimiz Amerikan filmlerinde ki gibi okula serbest kıyafetle gitmekti ve forma giymekten nefret ederdim.
Çok şükür ki, şimdi çocuklarım  hayaller dünyasında yaşamıyor. Hayatın gerçeklerini  algılayıp , sorgulayabiliyorlar.
Bakalım bütün çocuklar bizimkiler gibi mi düşünüyor.


Forma benim için öğrenci demek ,  düzen demek, kolaylık demek,...
Şayet bu yeni yasanın amacı aileleri  forma masrafından kurtarmaksa  bunu devlet karşılayabilir pek ala! Forma kalkınca daha mı az masraf olacak sanki.
Çocukları özel okulda okuyan veliler de haklı olarak bu yasadan memnun .Çünkü tam bir para tuzağı halinde forma alışverişleri . Burada da bir haksızlık varsa ,bunun da önüne geçile bilinir pek ala!
Bir de formaların tek tip insan modelini temsil ettiğini söyleyenler var. Bence özgür düşünce serbest giyinmekle değil, eğitimle sağlanabilir.
Eğitim alanında o kadar eksiklerimiz , yanlışlarımız var ki ,kılık kıyafetin lafı bile olmaz bunların yanında. Önce insan  ve hayvan haklarını  benimseyen , doğaya karşı sorumlu , araştırmacı , okumayı  seven , fikir ve düşüncelerini özgürce ifade edebilen nesiller yetiştirilmeli . Çok ciddi bir sınav sorunumuz var ki , nasıl çözülecek bu sorun hala anlamış değilim.
Bir diğer konu ise; resmi törenlerde , bayramlarda artık öğrencilerin üniforma giymeyecekleri.
Şimdi bu görsel şölenin kaldırılmasının ne gereği  var, sorarım ?


Bunlar naçizane benim düşüncelerim bir anne, bir vatandaş olarak.
Son olarak ben  çocukların,  okula formayla gitmelerinden yanayım.

Ya siz ?

Paylaşmadan edemeyeceğim bir yazı var ki;
çok samimi duygularla yazılmış .
http://mserdark.com/uniformanin-sonu-felaketin-baslangici/

19 Kasım 2012 Pazartesi

ARA KARNE ALDIK.

16 KASIM CUMA 
                      





Geçen hafta yapılan veli toplantısında öğretmenimiz  çocukların karne alacağını, onları hayal kırıklığına uğratmamak, motive etmek  amacıyla hepsine  aynı karneyi vereceğini söylemişti zaten.
Olması gerekende budur zaten.



 

9. HAFTA

AAAAAaaaaaa...



Harf çalışmalarında ki başarılarının  taktiri olarak  bunlarda benim yapmış olduğum çalışmalar :))
Emeğe karşılık emek !


 
 
 




 

14 Kasım 2012 Çarşamba

CANLARIM...


VELİ TOPLANTISI




İşte dün gerçekleşen veli toplantımızın içeriği...
Şimdilik '' E ''  ve  '' L'' harflerini  gördüler.
Yarın '' A'' ya başlayacaklarmış. Sömestir tatilinde okumayı sökeceklermiş.
Hadi bakalım !

ÇALIŞMA ODAMIZI DEĞİŞTİRDİK.







PİYANO...



   Prensesim  dün  piyano  derslerine  başladı.

12 Kasım 2012 Pazartesi


 
Dünya Çocuk Kitapları Haftası

Okumak; İnsanı geliştiren ona yeni dünyalar kazandıran, bilgi, görgü ve bakış açısını geliştiren en önemli etkinliklerden biridir. Uygar toplumlar, okuma oranının yüksek olduğu toplumlardır. Bu nedenle okumayı alışkanlık haline getirmek çok büyük önem taşımaktadır.
Okumanın önemi, beraberinde kitabın önemini de ortaya koymaktadır. Kitaplar bize değişik yaşamlar sunan, kültürümüzü zenginleştiren bilgimizi arttıran en iyi dostlarımızdır.
Kitap okuma alışkanlığı küçük yaşlarda edinilir. Bu nedenle çocuklara okumayı sevdirmeli, okuma alışkanlığı kazandırmalıyız. Bu amaçla her yıl Kasım ayının 2. Pazartesi günüyle başlayan hafta Dünya Çocuk Kitapları Haftası olarak kutlanır. Hafta boyunca çeşitli etkinlikler düzenlenir, çocuklara kitap okumanın önemi kavratılmaya çalışılır.
İlk kez 1917 yılında Amerikalı kütüphane yöneticileri tarafından kitap haftası düzenlenmesi önerilmiştir. Bu öneri kitapseverler arasında sevinçle karşılanır. Yazarlar, aydınlar, yayıncılar böyle bir hafta düzenlemek için çalışmalara başlarlar. Çocuk kitapları haftası zaman içerisinde tüm dünyada kutlanmaya başlanır.
Dünya Çocuk Kitapları Haftası’nın Amaçları
  • Çocuklara kitap okuma sevgisini kazandırmak
  • Daha çok ve daha kaliteli çocuk kitabı yazılmasını ve yayınlanmasını sağlamak
  • Anne, baba ve çocukları kitap almaya yönlendirmek
  • Çocukların evlerinde kitaplık kurmalarını teşvik etmek
  • Okul ve sınıf kitaplıklarına kitap sağlamak
  • Çocuk kütüphanelerinin sayısını arttırmak
  • Ders kitabı dışındaki kitaplarında okunmasını sağlamak
  • Kitabı temiz kullanma alışkanlığı kazandırmak
  • Yeni çıkan çocuk kitaplarının takip edilmesini sağlamak
  • Kitap okuma teknikleri, özet çıkartma ve not alma gibi konularda çocuklara rehberlik etmek
  • Çocuklarla yazarların, imza günü etkinlikleri ile yüz yüze gelmesini sağlamak
Kaynak: Belirli Günler ve Haftalar / Semra Harut, Gün Yayıncılık, 2004.
 
 







Bu kitapların hepsi Buse' nin okuduğu ve kardeşine sakladığı kitaplar. Mısra bu konuda gerçekten çok şanslı. Okunmayı bekleyen 100 ün üstünde kitap var. Öyle heyecanlıyım ki; harfleri tanıdıkları şu sıralarda ufaktan ufaktan okumaya başlayacaklar artık.
Büyük bir sabırla, heceleyerek hatta kekemeleşerek, nefes nefese okumayacağı kitapları dinlemek için sabırsızlanıyorum.
Bu hafta sonu gördüğü sadece ''e'' ve ''l'' harfleriyle ''el,ele,elle'' okuma çalışmalarımızı yaptık bile.
Ama benim ,en ama en heyecanla beklediğim şey; okumasını istediğim ilk kitap , ablasının ilkokul 1 de kendisi için  proje ödevi olarak yazdığı ''  Buse Abla Oluyor'' adlı kitabı.
Düşünüyorum da hala! anlamam çok kolay olmuyor. Buse 'nin henüz 7 yaşını bile doldurmamışken böyle bir hikaye kitabını tamamlamış  olması... Her kelimesinin yaşadığı gerçek olaylardan , hatta konuşulanları kelimesi kelimesine hatırlayıp aktarması , noktalama ve imla kurallarına uymaya çalışması , hikayeyi yazarken anlatım diline gösterdiği özeni , her sayfa için yaptığı resimler için bile günde sabırla  2 saatini ayırması . ''Yeter kızım çok yoruldun , güzel oldu yeterli bu kadar ''demelerime karşılık en güzelini yapmaya çalışması, beğenmedikçe yeniden yeniden yapması ...Okuldan gelip hergün ödevlerini  bitirdikten sonra en az 2 saatini bu projeye ayırması .
Yaşının çok çok üzerinde bir özveri ve çalışma performansının karşılığında elbette okulda projesi olay yarattı.
Öğretmenleri  sadece bir hayal ürünü yaşadıkları bir anıyı, izlediği bir filmi , çizgi filmi yazmalarını istemişti. Tabi bizim kitabı görünce bütün okul öğretmenleri , müdürler, öğrenciler ve veliler de şok oldu.
Buse 'nin bu kitabı yazarken onun başında saatlerce oturmak , bazı olayları hatırlatmak  ve  kendisine de süpriz olan hikayesini ciltleştirip gerçek bir kitap halini almasından   başka hiçbir katkım olmamıştır.
Bu kitabı tam 2 ayda hergün en az 2 saatini vererek büyük bir özveri ve sevgiyle gerçeştiren kızım Buse Saray ile gurur duyuyor ve kendisini çok ama çooooooook seviyorum. Zaten böylesine büyük bir emek sadece sevgiyle olur. Bu da kardeş sevgisi , aile sevgisi...Allah'ım dan en büyük dileğim kızlarımın hayat boyu sevgi ve saygılarını yitirmemeleri , birbirlerine kenetlenip destek olmalarıdır. Bu uğurda elimden geleni yapıp,   yapmaya da devam edeceğim.

Mısra bu not sana :
Anneciğim , çok özel , seni seven bir ablaya sahipsin . Lütfen sen de ona layık bir kardeş ol!
Birbirinizi hep sevin, sayın , koruyun!
Kimbilir belki sen de, bir gün ablan için  güzel bir süpriz  yapabilirsin değil mi?

Not:
Kitabın orjinal hali elbette çok daha güzel. Bir hazine değerinde olan kitabımızın orjinali özel kutularda dosya içinde saklanıyor. O her bir sayfanın her noktasında Buse'min el emeği , göz nuru var. 
Çünkü büyük bir özenle yazdığı her sayfayı resimlendirirken , yazı ve sayfaları yanyana gelecek şekilde tasarlamıştık. Ancak matbaada yapılan yanlışlıktan dolayı sayfaların yanına gelmesi gereken resimler arka sayfalara denk geldi :(
Olsun dedik ,bu da nazarlığımız olsun.
















İşte Buse 'nin ilkokul 1. sınıfta kardeşi  için yazdığı ( abla olma  hikayesi ) kitabın matbaadan çıkmış hali.

Bu arada yeni yazmaya başladığı  hikayenin de sonuçlanması dileğiyle...

Emeğine sağlık anneciğim!